Oyun teorisi veya oyun kuramı, çok çeşitli uygulamaları olan matematiksel bir teoremdir. Esasen strateji bilimidir ve iş dünyasına, ekonomiye, psikolojiye ve hatta savaşa kadar her şeye uygulanabilir. Bu, stratejilerimizin ve eylemlerimizin, potansiyel müşteriler, rakipler veya yasama organları gibi diğer “oyuncuların” stratejilerine ve eylemlerine nasıl bağlı olduğunu anlamakla ilgilidir.
Oyun teorisinden nasıl yararlanabilirsiniz? Örneklerle detaylıca inceleyelim…
Oyun Teorisi Ne Demek?
Oyun teorisi, oyuncunun (stratejik karar verici) eylemlerinin karşılıklı bağımlılığını ve bu eylemlerin diğer oyuncuların kararlarını nasıl etkilediğini inceler. Oyunun doğası ne olursa olsun, oyun teorisi farklı oyuncuların akıbetlerini inceler.
Bunlar şunlar olabilir:
- Kendileri ve diğer oyuncular için karşılıklı yarar (pozitif toplamlı oyun)
- Tüm oyuncular için yararsız (negatif toplamlı)
- Sadece tek taraf için yararlı, ancak diğer oyuncular için yararsız (sıfır toplamlı)
Örneğin savaş, sıfır toplamlı bir oyun olarak tanımlanır, çünkü nihai sonuç yalnızca karşı tarafın yenilgisi olabilir. Aynı şekilde, bir şirket rakiplerini alt etmeyi amaçlıyorsa, bu da sıfır toplamlı bir oyun olarak kabul edilebilir.
Oyun teorisi 1940’ların ortalarında matematikçi John von Neumann ve Princeton Üniversitesi’nden meslektaşı ekonomist Oskar Morgenstern tarafından geliştirildi. Matematik ve mantık yoluyla, oyuncuların farklı oyunlarda kendileri için en iyi sonuçları elde etmek için yaptıkları birbirine bağlı eylemleri belirlemeyi amaçlar. Söz konusu “oyunlar”, bir satranç maçından bir iş düopoline kadar her şey olabilir.
Pek çok farklı oyun teorisi türü vardır. Bununla birlikte, en yaygın ve işletme sahipleri için uygun olanlar: müşterek ve müşterek olmayanlar.
Müşterek veya işbirlikçi oyun teorisi, ortak çıkar için işbirliği ve koalisyonların nasıl etkileşime girdiğini açıklar.
Müşterek olmayan oyun teorisi, oyuncuların kendi hedeflerine ulaşmak için birbirleriyle nasıl rekabet ettiklerini araştırır.
Oyun Teorisinin İş Dünyasında Kullanımı
Oyun teorisinin birçok varsayımsal örneği vardır. “Tutuklunun ikilemi” en yaygın olarak bilinen örneklerden biridir. Bu örnekte, iki mahkum ayrı hücrelerde sorguya çekiliyor ve alacakları ceza, diğer mahkumun bilinmeyen eylemlerinden etkilenir. Bu aynı zamanda davranış biliminin, oyun teorisinin matematiğini nasıl etkileyebileceğinin güzel bir örneğidir.
Fakat oyun teorisini bir iş bağlamında pratik olarak nasıl kullanabiliriz?
Ekonomistler, giriş engellerinin (bir sektörde hizmet vermeye başlayan yeni işletmelerin karşılaşabileceği engeller) yüksek olduğu bir piyasayı paylaşan büyük şirketlerin sebep olabileceği rekabet sorunlarını ve oligopollerin davranışını anlamak için oyun teorisinden yararlanır. Bu nedenle, oligopoller genellikle pozitif toplamlı bir oyundur.
Pazar araştırması ve rekabet analizi de oyun teorisinin pratik uygulamalarıdır. Sektörünüzdeki rakipleri araştırırken, eylemlerinin (pazarlama, markalaşma, promosyonlar vb.) tüketicilerin davranışlarını nasıl etkilediğini inceliyorsunuz. Ve rakiplerin stratejilerine ve taktiklerine göre siz de kendi stratejinizi ve taktiklerinizi geliştiriyorsunuz.
Oyun teorisi, işletme, finans, ekonomi, siyaset bilimi ve psikoloji gibi birçok alanda uygulanmaktadır. Oyun teorisi ile ilgili stratejileri anlayarak, karmaşık dünyada akıl yürütme ve karar verme becerilerinizi geliştirebilirsiniz.