Uluslararası Para Fonu (veya kısaca IMF), dünya genelinde uluslararası ticareti, istihdamı, sürdürülebilir ekonomik büyümeyi, finansal güvenliği ve yoksulluğu azaltmak amacıyla oluşturulmuş, 189 üye ülkeden oluşan uluslararası bir kuruluştur. Politikaları formüle eden, prosedürleri belirleyen, fonları onaylayan ve küresel parasal işbirliğini kolaylaştıran bir banka gibi çalışır.
IMF’nin birincil amacı, ülkelerin ve vatandaşlarının birbirleriyle ticaret yapmalarını sağlayan döviz kurları ve uluslararası ödemeler sistemi olan uluslararası para sisteminin istikrarını sağlamaktır. Bunu, küresel ekonomiyi ve üye ülkelerin ekonomilerini takip ederek, ödemeler dengesi sorunu yaşayan ülkelere borç vererek ve üyelere pratik yardım sağlayarak yapar.
IMF Ne İşe Yarar?
IMF, pek çok işlevi arasında, gelişmekte olan ülkelere kredi verir, döviz kurlarını izler, ticari bankalar arasındaki döviz değişim politikalarını düzenler, üye ülkelerin ekonomilerinin istatistiksel ve ekonomik analizine dayalı sağlıklı ekonomi politikalarını teşvik eder. IMF tarafından onaylanan krediler, gelişmekte olan ülkeler tarafından ekonomik iyileşmeye bağlılık ikazını taşır. Ayrıca, yolsuzlukla mücadele kurallarının uygulanması, doğrudan yabancı yatırım, hükümet bütçelerinde kesintiler, ithalatın, ihracatın ve menkul kıymetler borsalarının düzenlenmesi, para birimi değerlemesi ve özelleştirme gibi politika ve yapısal iyileştirmeleri de kolaylaştırır. Merkezi Washington D.C.’de bulunan IMF’nin 189 üye ülkesinin her birinin yönetim kurulunda bir temsilcisi vardır. Temsilci sayısı, bir ülkenin ekonomik etkisinin gücü ile doğru orantılıdır. Bu, gelişmiş ülkelere ekonomileri zor durumda olan ülkelere göre daha fazla oy hakkı verir.
IMF Ne Zaman Kuruldu?
20. yüzyılın ilk yarısında, Avrupa’da muazzam fiziksel ve ekonomik yıkıma neden olan iki dünya savaşı ve hem Avrupa’da hem de Amerika Birleşik Devletleri’nde ekonomik yıkıma yol açan Büyük Buhran meydana geldi. Bu olaylar, para birimlerini tamamen altınla desteklemeden döviz kurlarını stabilize edecek yeni bir uluslararası para sistemi yaratma arzusunu ateşledi. Amaç, ödemeler dengesi açıklarının sıklığını ve şiddetini azaltmak ve rekabetçi devalüasyonlar ve döviz kısıtlamaları gibi yıkıcı merkantilist ticaret politikalarını ortadan kaldırmaktı. Çok taraflı tartışmalar, Temmuz 1944’te ABD’nin New Hempshire eyaletinin Bretton Woods kasabasında Birleşmiş Milletler Para ve Finans Konferansı‘na yol açtı. 44 ülkeyi temsil eden delegeler, yeni uluslararası para sistemini denetleyecek bir Uluslararası Para Fonu önerisi için Anlaşma Maddelerini hazırladılar.
Yeni Bretton Woods para rejiminin kurucuları, konvertibl para birimlerini istikrarlı döviz kurlarında koruyarak dünya ticaretini, yatırımı ve ekonomik büyümeyi teşvik etmeyi umuyordu. Geçici, ılımlı ödemeler dengesi açıkları olan ülkelerin, ekonomik sorunlarını diğer ülkelere yayabilecek kur kontrolleri, devalüasyonlar veya deflasyonist ekonomi politikaları dayatmak yerine, IMF’den döviz borçlanarak açıklarını finanse etmeleri bekleniyordu.
29 ülke tarafından onaylandıktan sonra, Anlaşma Maddeleri 27 Aralık 1945’te yürürlüğe girdi. Fonun yönetim kurulu ertesi yıl, tüzükleri kabul etmek ve IMF’nin ilk icra direktörlerini seçmek için ABD’nin Georgia eyaletinin Savannah kentinde toplandı. IMF’nin finansal faaliyetleri de sonraki yıl başlamıştı.
IMF’nin Yapısı
Genellikle ülkelerinin maliye bakanları veya merkez bankası direktörleri, IMF konularına ilişkin yıllık toplantılara katılırlar. Fonun günlük faaliyetleri, haftada en az üç kez bir araya gelen 24 icracı direktörden oluşan bir yönetim kurulu tarafından yönetilir. Sekiz yönetici, ülkelerini (Çin, Fransa, Almanya, Japonya, Rusya, Suudi Arabistan, Birleşik Krallık ve ABD) temsil ederken, diğer 16’sı da fonun, dünyanın diğer bölgelerine göre gruplandırılmış diğer üyelerini temsil ediyor. Çoğu kararlar oybirliği ile alındığı için, yönetim kurulu nadiren resmi oylama yapar. Kurula, kurul tarafından beş yıllık dönem için atanan ve 140’tan fazla ülkeden yaklaşık 2,700 çalışandan oluşan fon personelini denetleyen bir genel müdür başkanlık eder. Genel müdür genellikle bir Avrupalı olur, Amerikalı değil.
Her üye, kota aboneliği adı verilen bir miktar para ile katkıda bulunur. Kotalar her beş yılda bir gözden geçirilir ve her ülkenin zenginliğine ve ekonomik performansına göre değişir, başka bir deyişle, ülke ne kadar zenginse, kotası da o kadar büyük olur. Kotalar, ödünç verilebilir fonlardan oluşan bir havuz oluşturur ve her üyenin ne kadar borç alabileceğini ve ne kadar oy gücüne sahip olacağını belirler. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri’nin yaklaşık 83 milyar dolarlık katkısı, tüm kotaların yaklaşık %17’sini oluşturur. Böylece, ABD hem yönetim kurulunda hem de yürütme kurulunda toplam oy hakkının yaklaşık %17’sine sahip olur. Sekiz sanayileşmiş ülke grubu (Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, Rusya, Birleşik Krallık ve ABD) fonun toplam oy hakkının yaklaşık %50’sini elinde bulundurmaktadır.