Deflasyon Nedir? Dezenflasyon ile Arasındaki Farklar

Deflasyon tam olarak nedir?

Deflasyon, enflasyon oranının negatife dönmesiyle birlikte ürün ve hizmet fiyatlarının sürekli düştüğü ekonomik bir durum olarak tanımlanmaktadır. Bu durum genel olarak ekonomideki para arzının daralmasından kaynaklanmaktadır.

Çoğu ekonomist, genellikle toplam talepte, toplam ücretlerde, yatırımlarda ve istihdamda düşüşün eşlik ettiği deflasyonu enflasyondan daha kötü olarak görür.

Deflasyon, bir ekonomik sistemde ürün ve hizmetlerin genel fiyatlarında bir düşüş olduğunda ortaya çıkan bir durumdur. Bu düşüş, durgun büyümeden veya merkez bankasının para arzını kısıtlamak için uyguladığı daraltıcı para politikasından kaynaklanabilir. Deflasyon, paranın satın alma gücünü arttırsa da ekonomi için kötü olabilir.

Fiyatlar sürekli düştüğünde, insanlar ürün ve hizmetleri daha da düşük fiyattan satın almak için fiyatların daha fazla düşmesini beklerler, ve sonuç olarak tüketim azalır. Daha fazla arz ve daha az talep ile fiyatlar daha da düşer. Bu sorun, daha az gelire yol açar ve bu da şirketleri düşük ücretler ödemeye veya çalışanları işten çıkarmaya zorlar.

Tüketici geliri daha da düşer. İnsanlar, daha kötü günler için daha fazla tasarruf etmeye başlarlar. Bu, toplam talebi daha da azaltır. Ayrıca, daha az para arzı faiz oranlarını yükselttiği için borç almak zorlaşır. Kontrol edilmezse durum, Büyük Buhran gibi koşullara yol açan bir kısır döngüye girebilir.

Büyük Buhran döneminde ABD’de reel GSYİH %30 oranında düşmüştü. Ayrıca Toptan Eşya Fiyat Endeksi (TEFE) %33 düşmüştü. TEFE ve Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), hane halkı tarafından yaygın olarak satın alınan ürünlerin perakende fiyatlarını izleyerek deflasyonu ve enflasyonu ölçmeye yardımcı olur.

Deflasyonun Nedenleri

  1. Resesyon ya da durgun ekonomi, aşırı fiyat düşüşüne yol açar, çünkü işsizlik ve düşük ücretler tüketicilerin elinde daha az para bırakır. Tüketiciler harcamaları azaltırlar, daha fazla tasarruf ederler, toplam talebi ve düşen fiyatlara yol açan yatırımları azaltırlar.
  2. Bir ülkenin merkez bankası, enflasyonu veya aşırı para arzını frenlemek için faiz arttırımları gibi uzun süreler için daraltıcı bir para politikası benimsediğinde, deflasyona neden olabilir. Faiz artışlarıyla birlikte kredi çekmek masraflı hale gelir, bankaların kredi verme olanağını engeller, ve halk arasında nakit sıkıntısına neden olur.
  3. Ekonominin belirli bir bölümü de aşırı fiyat düşüşü yaşayabilir. Fazla üretim varsa ve satışlarda artış olmazsa, fazla arz ve daha az talep nedeniyle ürünler daha ucuz hale gelir. Buna bir örnek, küresel çapta fiyat düşüşleri ve üretim kapasitesinin fazla olması nedeniyle fabrika fiyatlarında deflasyon yaşandığı Çin’in 2009 krizidir.
  4. Bir diğer öne çıkan neden, belirli bir sektördeki işletmeleri rekabette ayakta kalabilmeleri için ürün fiyatlarını düşürmeye zorlayan tam rekabettir. Teknoloji sektörü genellikle bu sorunla mücadele etmektedir.
  5. Bu durum, azalan üretim maliyetlerinden de kaynaklanabilir. Teknolojik ilerleme, daha yeni ve daha ucuz kaynakların keşfi nedeniyle üretim maliyeti düşer. Girdilerdeki genel düşüş, ürün veya hizmetin fiyatlarını da düşürür.

Deflasyonla Nasıl Mücadele Edilir?

Hükümetler deflasyonla mücadele önlemleri aldığında, amaç tüketicilerin elindeki paranın kullanılabilirliğini arttırmaktır. Düşük gelir, finansal güvenlikleri konusunda endişe duyan tüketicilerin tasarruflarını arttırır.

Artan gelirle birlikte, tüketici harcamaları artar, toplam talep ve nihayetinde fiyatlar da yükselir. İşletmeler, artan kazançları kullanarak daha fazla istihdam sağlamaya başlar. Ücretler ve istihdam oranları yükselerek ekonomiyi tekrar rayına oturtur.

  1. Merkez bankaları, ekonomide para arzının artmasını sağlayarak likiditeyi teşvik etmek için çeşitli önlemler alabilir. Bu önlemler, devlet tahvillerinin geri satın alınmasını, bankaların kredi vermesini teşvik etmek için kısa vadeli faiz oranlarını düşürmeyi ve zorunlu karşılıkları azaltmayı içerir.
  2. Örneğin, Japonya’da parasal genişleme planının bir parçası olarak, borçlanmayı teşvik etmek için faiz oranları sıfıra yakın tutulmuştur. Ayrıca, Japonya ve Avrupa Merkez Bankası da faiz oranlarını sıfırın altına düşürmüştü. Bu hamleler, bankaları merkez bankasından ek ücretlerden kaçınmak için daha fazla kredi vermeye teşvik etmişti.
  3. Niceliksel genişleme (veya parasal genişleme) – Bazı ülkeler, para arzını arttırarak durgun büyümeleri ortadan kaldırmak için parasal genişleme politikası benimsemiştir. Bu politika kapsamında, merkez bankaları açık piyasadan büyük ölçekli tahvil ve diğer menkul kıymetleri satın alarak elektronik ortamda yeni para basarlar. Bu yöntem, standart büyümeyi teşvik eden araçların ekonomik krizi durdurmada başarısız olduğu ileri bir aşamada uygulanmaktadır. Japonya, dolaşıma daha fazla para sokmak için uzun yıllardır aralıksız niceliksel genişleme önlemleri almaktadır.
  4. Yöntemler ülkelerin ekonomilerine göre değişmektedir. Japonya, parasal genişlemenin bir parçası olarak getiri eğrisi kontrolünü de uygulamaya koymuştur. Bu, bankaların kârlarını arttırmak için 10 yıllık devlet tahvilinin getirisini sıfırda tutmayı içermektedir.
  5. Ayrıca bazı ülkelerde maliye bakanlıkları, harcamaları canlandırmak amacıyla harcanabilir gelirleri arttırmak için vergi oranlarının düşürülmesi ve kamu giderlerinin arttırılması gibi maliye politikası reformları başlatırlar.

Dezenflasyon Nedir?

Dezenflasyon, enflasyonun yavaşladığı anlamına gelen, geçici bir ekonomik durumdur.

Hükümetler, enflasyonu ve fiyat seviyelerini kontrol etmek için, yani enflasyonu düşürmek için çeşitli daraltıcı parasal önlemler alır. Örneğin, merkez bankaları duruma göre para arzını azaltabilir veya tahvil satabilir.

Dezenflasyonun etkisi genellikle olumlu olarak kabul edilir, çünkü ekonomik durumun iyileşmesinin göstergesidir. Hatta emtia fiyatlarının hafif yükselmesine neden olur ve ekonomiyi geliştirir.

Deflasyon ile Dezenflasyon Arasındaki Farklar

Öne çıkan deflasyon ile dezenflasyon arasındaki farklar aşağıda listelenmiştir:

  • Deflasyon olumsuz durumdur, çünkü ekonomiyi zayıflatır. Dezenflasyon ise pozitiftir, çünkü ekonomik istikrar ve refah sağlar.
  • Deflasyonda fiyatlar şiddetle düşerken, dezenflasyonda fiyatlar kademeli olarak düşer.
  • Deflasyon dengesiz bir ekonomik durumdur, çünkü arz talebi aşar. Buna karşılık, dezenflasyon sırasında arz ve talep dengede olur.
  • Hisse senedi piyasası deflasyonda iyi performans göstermezken, dezenflasyonda iyi performans gösterebilir.
  • Deflasyon sırasında tüketiciler gelecekte bir fiyat düşüşü beklerler ve harcamaları azaltırlar. Öte yandan, dezenflasyonda tüketiciler normal davranırlar, fiyat artışından bağımsız olarak ihtiyaçları doğrultusunda ürün satın alırlar.
  • Deflasyon, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) değerlendirilerek belirlenir. Dezenflasyon ise enflasyon oranı yardımıyla ölçülür.
  • Deflasyonla mücadele etmek için hükümetler ve bankalar genişletici önlemler alır. Dezenflasyon kendi kendini düzeltir.
  • Örneğin, 2007-2009 resesyonu sırasında ABD’de ciddi deflasyon yaşandı. Ayrıca, 1970’lerde Japonya dezenflasyonla tanık oldu.

Deflasyon, Enflasyon ve Dezenflasyon

  • Daha önce bahsettiğimiz gibi, ürün fiyatlarının düşmeye devam etmesi durumunda deflasyon (negatif enflasyon) meydana gelir.
  • Enflasyon ise, ürün fiyatları arttığında ortaya çıkar.
  • Dezenflasyon, enflasyon oranında azalma görüldüğünde oluşan ekonomik bir aşamadır, ve enflasyonun negatif olduğu deflasyondan farklıdır.
Gizem Özdemir

Gizem Özdemir yatırımcı ve iş kadınıdır. Harvard Business School mezunu olan Gizem 1981 yılında Lüksemburg'da doğdu. 2005 yılında mezun olduktan sonra Credit Suisse'te finansal analist olarak çalışmaya başladı. 5 sene sonra Rothschild & Co şirketinde finansal planlama uzmanı olarak kariyerine devam etti. Finans sektöründe edindiği bilgi ve deneyim sayesinde 2018 yılında Lihtenştayn'da ortağı ile Özdemir & Cohen adında finansal danışmanlık şirketini kurdu. İnsanlara yardımcı olmak için iş dünyası ve finans ile ilgili bilgilerini Tigfy.com sitesinde paylaşmaktadır.

Yorum yapın